Hiç IQ testi yaptınız mı?
En basitinden bir şekil vardır, sonra ona bir şey eklenir yeni bir şekil olur, sonra bir şey daha eklenir, böylelikle onun bir sistemi olduğunu anlarsınız ve sonraki şeklin ne olacağını tahmin etmeniz gerekir.
Aslında olaylara bakış açımız da böyledir.
Bir olay vardır, onun üzerine bir algı oluştururuz, sonra onu biraz daha şekillendiririz en sonunda bir karara varırız.
Fakat bazen kendi bilgimize çok güvenmeyiz.
Deriz bu iş bu kadar basit olamaz. Kesin bir bit yeniği vardır.
Sonra cevaplardan kontrol ederiz. Ancak bu süreçte tik tak tik tak zaman geçiyor ve biz yeni sorular için aslında vakit kaybediyoruzdur.
Annelerimiz hep derler ya aklına ilk gelen doğrudur diye.
İşte şimdi öyle bir döneme giriyoruz ki kaybedecek vakit yok.
Aklımıza ilk gelen doğru.
Peki hangi konularda.
Öncelikle eğer hayatınızda yeni bir iş, yeni bir kariyer ya da herhangi bir planınız varsa, bu süreçte bu konularla ilgili daha evvelki tecrübeleriniz size yol gösterecek.
Ama nasıl?
İşi beyninize bıraktığınızda…
Mesela diyelim ki bir sporla ilgileniyorsunuz, sürekli antrenman yapıyorsunuz.
Bir müddet sonra topu atmak istediğiniz yere bakarsınız ve beyniniz sizi o topu oraya atmak için hazırlar ve baktığınız yere topu atarsınız. Üzerine düşünmezsiniz bile şimdi kolumu ayarlayayım, şimdi vücudumu ayarlayayım diye.
İçinizde araba kullananlarınız vardır. İlk başlarken şimdi debriyaj, şimdi birinci vites, şimdi debriyaj şimdi ikinci vites diye düşünürken uzmanlaştıkça artık ne zaman debriyaja basıp ne zaman vites yükselttiğinizin bile farkında olmadan gitmek istediğiniz yere gidersiniz.
Hayat da böyle aslında. Bugüne kadar yapmak istediklerinizle ilgili hep farkındalığınız vardı ancak şimdi sisteme bırakma ve akışta kalma, tecrübelerinizle aklınıza ilk geleni uygulama zamanı.
Farkındalık her zaman güzeldir ancak bazen otomatik pilotta olmak sizin paniğinizden daha güvenlidir.
Bırakın sistem bu sefer sizin için çalışsın, siz sadece hedefe odaklanın.