Başkalarına ne kadar güveniyorsun?
En ummadığın anda seni sırtından mı vurdular?
Aldatmaz dediğin aldattı, kandırmaz dediğin kandırdı mı?
Hep de suçlu onlar oldu değil mi?
O tavizi ona verdiğin için senin hiç suçun yoktu…
Şimdi dürüst olalım mı?
Sen kendine ne kadar güveniyorsun?
Bugüne kadar asla yapmam dediğin kaç tane şeyi yaptın?
E şartlar öyle gelişti.
Şartlar mı öyle gelişti yoksa sen mi yargılarınla yüzleştin?
Şimdi takkeyi önümüze koyma zamanı.
Algılarımızla yaşıyoruz.
Senin korktuğun bir başkasının aşık olduğu…
Senin yargıladığın özellikler bir bakmışsın evladında var.
Bakın hepimizin mutsuzlukları, hayal kırıklıkları, aldanmaları, aldatılmaları oldu.
Yarı yolda bırakıldık.
Peki en önemlisi biz hayatımızda kendimizi hiç yarı yolda bıraktık mı?
Tutkularımızdan, heveslerimizden kimler için vazgeçtik?
Onlar için mi vazgeçtik yoksa aslında gerçekten biz mi cesaret edemedik?
Bu tutulma hayal kırıklıklarıyla yüzleşme vaktini bize anlatıyor.
Artık kaçış yok!
Kendinden kaçış yok!
Biraz sert geliyor gökyüzü, bizi bizle yüzleştirmeye, hayal kırıklıklarımızı ortaya çıkarmaya.
Şimdi aynaya bakma vakti.
Bahane yok, topu başkasına atmak yok.
İnançlarımızla sınanacağız. İnandıklarımız bizi hayal kırıklığına uğratacak.
Ama unutmayın! İnandıklarınız mı sizi kandırdı yoksa siz mi buna izin verdiniz?