Ne kadar sonsuz bir hazineye sahip olduğunuzu fark ettiniz mi hiç?
Aslında paylaştıkça çoğaldığınızı…
Seneler evvel bir tanıdığım teknesinde ben bunları tek başıma yaşasam mutlu olamam, sizler varsınız ve ben imkanlarımı sizinle paylaştığım zaman mutlu oluyorum demişti. Ben o zaman çok da anlamamıştım açıkçası. Şimdi anlıyorum aslında ne demek istediğini. Paylaşmaktaki zenginliği…
Bu yeni ay bize paylaş diyor. Elindekini, derdini, kendi içindeki potansiyeli. Saklama artık, ne istiyorsan elde etmek için çalış diyor. Ama bizim bahanelerimiz var hem de öyle güzel bahanelerimiz var ki… Aman canım çalışsam da o kadar parayı kazanamam, benimle ilgilenmesi için estetik yaptırmam lazım, hep hakkımı yiyorlar zaten, saçımı süpürge ediyorum beni anlayan yok. İtiraf edelim bunlar hepimizin cümleleri.
Oysaki bu yeniay bize diyor ki şimdi ayıklama zamanı. Gereksizleri, bahaneleri, problem gibi gözüken dertleri ayıklama zamanı. İstediklerimizi elde etmek için çalışma ve üretme zamanı. Bahaneleri bırakıp, kendi özümüze dönüp, kimsede olmayanı ortaya çıkarma ve insanlara bu yeteneklerimizle şifa verme zamanı. Söylene söylene değil, eyleme geçerek kazanma zamanı. Şifa vermek kimi zaman yaşlı bir teyzenin torbasına yardım etmekken kimi zaman da bir ufaklığa gülümsemektir. Kendi hayatınızdaki mutluluklara yoğunlaşıp bunları paylaştıkça artacağız, çoğalacağız, büyüyeceğiz.
Hayatı ve imkanlarımızı mükemmelleştirmeye çalıştıkça insanlığımızı unuttuğumuz bu dönemde nereye bakarsak onu göreceğimizi unutmadan, iyiye, güzele, doğruya baktığımızda biz de bu dünyayı mükemmelleştirmek için katkı sağlayabileceğiz. Siz iyiyi seçtiğinizde en zorlayıcı gezegen açıları bile sizi etkilemez. Çünkü siz artık oraları aşmışsınızdır.
Ben bu yeniayı sevdim. Ne kadar ekmek o kadar köfte diye bu yeniayda çalışırsak, üretirsek, şifa verirsek çok daha fazlasını alma potansiyelimizin olduğunu belirten bu süreç umarım hepinize bereket, huzur, güzellik ve şifa getirir.
Öptüm bu kadar.