Selamlar canım arkadaşlarım, hepimizin bildiği gibi dünya oldukça zorlayıcı bir süreçten geçiyor. Hepimiz evlerimize tıkıldık kaldık. Artık kendimizi değil de başkalarını düşünüyoruz. Ben dışarı çıkarsam benim taşıyacağım virüsle başkalarının hayatını elinden alabilirim korkusunu yaşıyoruz.
Artık bireyselliğimizin değil de birlik bilincinin farkına geçtik. Peki neden geçtik bu bilince hiç düşündünüz mü? Neler yapmıştık? Nelere tapmıştık? Neleri odak noktamıza koymuştuk?
Aslında hepimiz Tanrı rolü oynamaya başlamıştık. Benim isteklerim, benim ihtiyaçlarım, benim kariyerim, benim param. Hatta bu süreçte başkalarının hakkını yedik. Başkalarının ayaklarına çelmeler taktık, torpille işe girdik, işlerimizi başkalarının gücünü kullanarak hallettik.
Yaradan bile artık ibadet yerlerini kapattı. Bize varoluşumuzu hatırlatıyor. Din adı altında insanları sömürenleri o bile istemiyor artık. Çünkü biz artık dini bile para haline getirdik. Çürümüş ve kokuşmuş düzen artık toprağın altına giriyor. Yaradan neydi? Sevgiydi. Bizim ona ibadet etmemize ihtiyacı var mıydı? Hayır! Sadece dünya nimetlerine kendimizi kaptırmamamız gerektiğini hatırlatmak için bunu bize emretmişti. Biz ne yaptık? Tanrı olduk. Maddeye taptık.
Artık hepimiz kendi kişisel mücadelemizi veriyoruz. Hayatta en acı olan şeyle yüz yüze kaldık. Kendimizle. Yeteneğimizin ve becerimizin olmadığı işlerde yeteneği ve becerisi olanların haklarını aldığımız için kendimizle yüz yüze kaldığımızda da boşluğa düştük. Ne yapacağımızı bilemedik. Ailemizi unutmuştuk. Sahip olmak için çalıştığımız hatta bütün hayatımızı sattığımız evimizde bile oturamaz olmuştuk. Hep meşguldük, hep bir işimiz vardı, hep sağa sola koşturuyorduk.
Yaradan da bize artık dur dedi. Dur ve kendine gel. Ben seni bunlar için yaratmadım. Ben senin kendini tecrübe etmen için seni yarattım. Önce bir kendini hatırla. Yapacaklarının ve yapamayacaklarının listesini hazırla. Sağlıklı ilişkiler kuramıyordun çünkü kendine bile tahammülün yoktu. Ne olduğunu hatırla. Çocukluğuna dön. Çocukken resim yapmak mıydı en büyük keyfin hadi yap belki içinde mükemmel bir ressam var ve ruhun asıl o zaman özgürleşecek, sen dünyaya güzellikler katmaya geldin. Yazmayı mı seviyordun haydi yaz, sen yazdıkça insanlar şifalanacak. Arabaları mı yarıştırıyordun o zaman belki insanları motive etmek senin misyonun. Doktorculuk mu oynuyordun şimdi çevrendeki insanların yaralarını sar. Lego mu yapıyordun haydi o zaman şimdi yeni yapılar kur, insanlara fayda sağla.
Şimdi önümüzde yeni bir dönem var. Kendi kişisel krizlerimizi özümüzü hatırlamak için fırsata çevireceğimiz. Bu süreçten sonra aslımızı hatırlayıp neyi sevip neyi sevmediğimizi sorgulayıp yaşam misyonumuzu devam ettireceğimiz. Peki senin cesaretin var mı buna? Yoksa oturduğun yerde korkularının seni yönetmesine izin mi vereceksin aynı eskisi gibi?
Evet neydi senin çocukluk hayalin?