“Eğer ruhunuzu kaybediyorsanız ve bunun farkındaysanız, hala kaybedecek bir ruhunuz var demektir.” Demiş Charles Bukowski amcam.
Öyle zor bir zamandan geçiyoruz ki, hayat bizi o kadar zorluyor ki, inandıklarımızın gerçek olmadığıyla yüzleşiyoruz, yıkılıyoruz, sanki hiç geçmeyecekmiş gibi yüreğimizin acıdığını hissediyoruz. Hapisteymişiz gibi, sanki hiç ışık yokmuş gibi. Sanki ölüm sessizliği varmış gibi. Sanki her şeyi kaybedecekmişiz gibi. Kontrol edilemez ağlama isteği, gelecekten korkma, endişe ve aslında belirsizlik.
Arkadaşlar dürüst olacağım gerçekten kolay dönemlerden geçmiyoruz. Üstelik bu sadece dış etkenlerle ilgili değil direk ruhumuzla ilgili. Bazen en dibi görmeden, o dipten desteği almadan yükselemiyoruz.
Bize köstek olan tüm inançlarımızı bırakmak için harika bir Dolunay etkisindeyiz. Ancak buradaki en önemli konu dürüstlük. Kendimize karşı dürüst olduğumuz sürece korkacak hiçbir şey yok. Zaten yaşadığımız bütün buhranların sebebi ruhumuza ihanet ettiğimiz için gerçekleşiyor. Hayatın gailesini bir şeylere sahip olmak zannediyoruz. Bunları elde etmek için de kendimiz olmaktan çıkıp, başkalarının bizden talep ettikleri şeye dönüşüyoruz. Sonrasında aldatılınca da hayal kırıklıkları yaşıyoruz.
Peki bu süreçten kendimizi nasıl koruyacağım? Önce kendini kabul edeceksin. Bugünkü seni sen yapan şeyin aslında tüm acıların, kayıpların ve deneyimlerin olduğunu fark edeceksin. Şimdiki aklım olsaydı cümlesini bol bol kullanıyorsan sana bir haber vereyim o acıları yaşamasaydın şimdiki aklın olmazdı zaten. Bu olaylar ve kişilerle savaşmak yerine teslimiyete geçeceksin. Asıl kurtuluş orda başlıyor. Merhamet ve sevgiyle yaklaştığınız hiçbir şeyi kaybetmezsiniz. İşin içine korkular girdiği noktada kayıplar başlıyor. Ben bu olaydan ne öğrendim? Hangi inanç kalıbı beni bu hale getirdi? Artık bu inancımdan nasıl kurtulurum? Sorularını kendine bol bol sor. Bunu zaten senden başka kimse sana söyleyemez.
Düşüncenin çok hızlı gerçekleşeceği bu Dolunay döneminde ağzınızdan çıkan sözlere çok dikkat etmenizi tavsiye ederim. İyi kötü ne varsa süzgeçten geçmeden çok hızlı bir şekilde gerçekleşebilir. Sevgi ve merhameti unutmayın. Bunlar önemli.
Buradan yine Charles amcama dönecek olursak kaybettiklerin aslında senin varoluşunun kanıtıdır. Eğer bu dünyaya geldiysen mutlaka bir amacın vardır. Bu yolda tuzaklar en nihayetinde olacaktır. Ama sen özüne dön, özünü bil, ilahi sevgiyle önce kendini sonra dünyayı şifalandır. Herkesin de hayat amacı tam olarak bu değil midir zaten?
Haydi öptüm, baş ağrılarına dikkat.