Selamlar arkadaşlar,
Size yeniayla ilgili öngörü yapacaktım ancak ruhumdan akanları yazmaya karar verdim.
İçinizde beni bilenler bilir.
Ben 21 yaşımda kuzenimi trafik kazasında kaybettikten sonra manevi bir yolculuğa başladım.
Zor geçen çocukluk yıllarım oldu, iflaslar oldu, aç bile kaldığım oldu ama hiçbiri kuzenimi trafik kazasında kaybetmek kadar koymadı.
Çok sorguladım, dinleri sorguladım, Yaradan’ı sorguladım, neden bir insan 21 yaşında ölüyor, neden biri 70 yaşında ölüyor, neden biri savaşın ortasında kalıyor diye.
Oturdum bütün dinleri araştırdım, ezoterik öğretiler öğrendim, şamanik eğitimler aldım.
Sonra bir gün astrolojiyle karşılaştım.
Dedim ki evet bu elle tutulur, gözle görülür.
Bir danışan bana gelip neden böyle dedin dediği zaman 10 sene sonra da ona işte bu yüzden diyebileceğim bir belgem var dedim.
Maneviyatımı da sezgilerimi de kapattım, oldukça realist bir hayata döndüm.
Ama içimde hep bir eksiklik, hep bir bastırdığım tarafım da vardı.
Arkadaşlar ben Akrep stelyumluyum. Benim en büyük krizim kendimle. Ben dönüşe dönüşe, yana yakıla büyüyorum.
Ben dönüşmeden de büyüyemeyeceğimin farkındayım.
Manevi tarafımı hep bastırdım, buna şifacı yeminin var dediler, söylemiyorsun dediler.
Dedim saçmalamayın.
Ben haritada gördüklerimi söylerim sadece.
Bastırırım hep kendimi.
Bir şeyleri hissederim ama haritada görmezsem asla söylemem.
Çok nadir insan vardır gerçek kendimi, sezgilerimi açtığım.
Çünkü açtıklarımda da başıma gelenleri gördüm. Olan felaketleri, önleyemediğimi gördüm.
Gerçekleşenler karşısında dehşete düştüm.
Ne yalan söyleyeyim korktum.
Çünkü bunu nasıl yöneteceğimi bilemiyordum.
Şimdi yine (her zaman ki gibi) bir yol ayrımındayım.
Hayat beni yine bir yerlere sürüklüyor.
Yine şifacılığımı ortaya çıkarmak için beni zorluyor.
Ancak bu sefer bu yolda çözüm olduğunu da düşüyorum.
Astrolojiyi bırakıyor muyum?
Asla.
Ancak astrolojinin “bu böyle olabilir” dediğini nasıl dönüştürebileceğimizin ya da şifalandırabileceğimizin üzerine artık daha fazla düşüyorum.
Bakış açımı değiştiriyorum.
Gelecek şekillendirilebilir, geçmiş şifalandırılabilir.
Dönüp dolaşıp başladığım noktaya geri geliyorum.
O küçük aklımla Yaradan’ı anlamaya çalışıyorum ama o bana diyor ki her şer de bir hayır vardır.
Senin kötü gördüğün de bile bir hayır vardır.
İşte bu hayrın bütüne hayrının nasıl olacağıyla daha çok ilgileniyorum artık.
Bu Akrep yeni ayı bana şifacılıkla ilgili bir kapı açtı.
Yunus Emre’nin de dediği gibi “bir ben vardır bende benden içeru”
Şimdi ben içimdeki beni açmaya niyet ettim. Umarım bu yeni Tuğba’nın size de bir faydası olur.
Çok güçlü bir Yeniay etkisi altındayız.
Sizin içinizdeki şifacının yolu nedir?
Bugüne kadar nelerden neler öğrendiniz?
Bunlar fark edebilmek için şahane bir yeniaydayız.
Yolunuzun aydınlık olmasını dilerim.
Sevgilerimle
Tuğba.
